"HOLLYWOOD'UN 13 SIRRI"
Bu bir film eleştirisi… aslında bir değil tüm filmlere dair bir eleştiri… biraz iddialı yani… sadece bir filmi değerlendiren eleştirmenlerin aksine bu yazı tüm Hollywood filmlerini tek seferde eleştiriyor… e dedim ya iddialı işte… Bugüne kadar izlediğim tüm Hollywood filmlerinde kendimce gördüğüm 13 ortak ve bir o kadar da önemli noktayı sizlerle paylaşmak istedim. Bakalım siz neler düşünecek ve yazacaksınız?
Tüm Hollywood filmlerinde sanki söz birliği edilmişçesine ya da yazılı bir anlaşma yapılmışçasına bazı ortak noktalar var… hatta bir komplo teorim bile var bununla ilgili… gizli bir denetleme kurulu tüm filmleri vizyona girmeden önce izliyor ve birazdan sıralayacağım 13 maddeden bir ya da birkaçı eksikse yani film içerisinde değinilmemişse filmin vizyona girmesine izin vermiyor… bizdeki RTÜK misali… maddelere gelince…
1. Amerikan bayrağına saygı ya da yüceltme: Hemen her filmin birçok önemli sahnesinde arka fonda Amerikan bayrağının olması.
Aklınıza gelen örnek film ve sahne varsa lütfen yazın:
2. Amerikan başkanına saygı ya da yüceltme: Başkanın hayatı tehlikeye girdiğinde görevli olsun ya da olmasın herkesin gözünü kırpmadan canını feda edebilmesi.
Felâket senaryolu tüm filmlerde en zor anda başkan tüm ulusa seslenir ve herkesin moralini düzeltecek ve daha iyi hissetmelerini sağlayacak duygusal bir konuşma yapar.
Aklınıza gelen örnek film ve sahne varsa lütfen yazın:
3. Amerikan ulusuna ve çok kültürlü yapısına saygı ya da yüceltme: Her filmde en az bir sahnede mutlaka Asyalıların olması, iyi ve yüksek mevkili bir rolde (hâkim, general, ajan vb) en az bir zenci olması. Burada dikkati çeken bir nokta da son birkaç yıldır bu tarz rollerde Hintli, Pakistanlı ve de artık Müslümanlara da yer verilmesi.
Aklınıza gelen örnek film ve sahne varsa lütfen yazın:
4. Amerikan geçmişine olanlara dair bir minnet ya da takdir: Eskiden olan politik bir olayın devamında da aynı paralelde bir şeyler yapılması ya da geçmişte başlayan yarım kalmış bir şeyin devam ettirilmesi, asla geçmişle çelişik bir durumun yaşanmaması.
Filmlerdeki özellikle de iyi roldeki karakterlerin özgeçmişine Vietnam veya son zamanlarda Afganistan, Irak gazisi sıfatının yerleştirilmesi.
Örnek: Yeni Hayat (Castaway, 2000, http://www.imdb.com/title/tt0162222/) filminde iş için Rusya’ya giden başarılı yönetici (Tom Hanks) toplantı için tam binaya girerken iki görevli bina duvarındaki Lenin büstünü söküp yere koyarlar.
Aklınıza gelen örnek film ve sahne varsa lütfen yazın:
5. Amerikan halkının zor durumlarda her zaman yardımlaşmasının vurgulanması: Felâketlerin yaşandığı filmlerde mutlaka bir genel dayanışma ve yardımlaşma vurgusunun yapılması ya da yardıma muhtaç birine hiç tanımayan birinin hemen yardıma koşması ve elinden gelen her şeyi yapması.
Örnek: İnanılmaz Örümcek Adam (The Amazing Spider Man, 2012, http://www.imdb.com/title/tt0948470/) filminde kahraman Örümcek Adam’ın (Andrew Garfield) hayatını kurtardığı çocuğun vinç operatörü babası sayesinde tüm vinç operatörleri ve polislerin de işbirliğiyle kötü roldeki bilim adamının yanına gitmesi için yol üzerindeki tüm vinçler cadde içine doğru çevrilip yol açılır.
Aklınıza gelen örnek film ve sahne varsa lütfen yazın:
6. Meslek gruplarına saygı ya da yüceltme: Önemsiz sayılabilecek bazı meslek mensuplarının ya da gruplarının işiyle ilgili ya da ilgisiz çok önemli bir iş yaparak yüzlerce ya da binlerce kişiyi kurtarması.
Örnek: Durdurulamaz (Unstoppable, 2010, http://www.imdb.com/title/tt0477080/) filminde kahraman zenci makinist (Denzel Washington) kontrolden çıkan treni uzun bir uğraşıdan sonra durdurarak yüzlerce insanın hayatını kurtarır. Böylece hem bu mesleğin aslında ne kadar önemli olduğu vurgulanmakta hem de makinistlerin gönlü alınmaktadır.
Aklınıza gelen örnek film ve sahne varsa lütfen yazın:
7. Aile birliğine saygı ya da yüceltme: Rol ya da konu ne olursa olsun eş, çocuk, anne-baba gibi aile bağları söz konusu olduğunda her şeyin önemsiz hale gelmesi. Hatta filmdeki kötü karakterlerin bile öyle davranmasının ya da suç işleme nedeninin buna bağlanması.
Rehine durumlarının ya da şantaj durumlarının yaşandığı her filmde bu durum vurgulanır. En zor anlarda aile bireylerinden birinin resmi çıkartılır ve ondan güç alınır.
Örnek: Rehine (The Hostage, 2005, http://www.imdb.com/title/tt0340163/) filminde başroldeki yetenekli arabulucu polis (Bruce Wills) küçük bir kasabadaki basit bir rehine durumunu çözmeye çalışırken işin içinde mafya ve büyük miktarda para olduğu ortaya çıkar ve polisin oğlu ve kızı da rehin alınır. Baba polis onları kurtarmak için canı pahasına uğraşarak ailesini korur ve suçluları da yakalar.
Aklınıza gelen örnek film ve sahne varsa lütfen yazın:
8. Sivillere saygı ya da yüceltme: Tüm masum sivillerin her ne pahasına olursa olsun korunması. Tek bir kişinin hayatı dahi söz konusu olsa asla risk alınmaması ve kurtarılması için maddi ve manevi her türlü çabanın sarf edilmesi.
Rehine durumlarının ya da şantaj durumlarının yaşandığı her filmde masum sivillerin hayatının kurtarılması için devlet tüm kaynaklarını seferber edip Amerikan vatandaşlarını korur.
Örnek: Batman Kara Şövalye Yükseliyor (The Dark Knight Rises, 2012, http://www.imdb.com/title/tt1345836/) filminde masum sivilleri arkalarına alıp kalkan olarak kullanan ve kaçan motosikletli teröristler çok rahat yakalanıp tüm şehri nükleer silah ile tehdit eden elebaşlarının (Bane) yeri tespit edilebilecekken sivillerin hayatını tehlikeye atmama pahasına serbest bırakılır.
Aklınıza gelen örnek film ve sahne varsa lütfen yazın:
9. Devlet memurlarının (hakim, polis vb) idealize edilmesi: Her zaman iyi nitelikli ve dürüst devlet memurlarının olması, etik değerlerden asla ödün vermemesi ve herkesin bu duruma saygı göstermesi.
Örnek: İntikam Peşinde (Edge of Darkness, 2010, http://www.imdb.com/title/tt1226273/) filminde başroldeki kahraman dedektif (Mel Gibson) öldürülen kızının katillerini bulmak için insanüstü bir çaba sarf eder ve filmin sonunda kızının katillerinin ötesinde yasadışı işlere karışan kurum ve devlet görevlilerini tespit edip yakalar ve cinayeti çözer.
Aklınıza gelen örnek film ve sahne varsa lütfen yazın:
10. Kötülük ya da yasadışı bir iş yapanların ya da mutlaka yakalanması ya da işlenen suçun tespit edilmesi: Her ne olursa olsun her filmin sonunda suç ya da suçlu tespit edilir veya mutlaka yakalanır. Yani Amerikan kanunlarına uymak kutsaldır ve kimse kanundan kaçamaz.
Örnek: Adalet Peşinde (Law Abiding Citizen, 2009, http://www.imdb.com/title/tt1197624/) filminde üstün zekâlı olan ve öldürülen ailesinin intikamını almak için (Bkz. Madde 7) yasalardaki açıklıklardan yararlanarak suç işleyen ama bir türlü cezalandırılamayan başroldeki kötü karakter (Gerard Butler) filmin sonunda bir açık verir ve yetenekli ajanlar tarafından yakalanır.
Aklınıza gelen örnek film ve sahne varsa lütfen yazın:
11. Filmin başında kötü karakterde olan en az birinin film sonunda değişmesi ve artık iyi bir karakter olması: Özellikle polisiye filmlerde kötü karakterde olanlardan olan birinin filmin sonunda gerçekleri görmesi ve bir şekilde iyi bir şey yaparak iyi tarafta olanlara yardım etmesi
Örnek: Son Samuray (The Last Samurai, 2003, http://www.imdb.com/title/tt0325710/) filminde başroldeki yozlaşmış ve para için her şeyi yapabilecek alkolik Amerikan Subayı (Tom Cruise) para karşılığında Japonya’ya orduyu eğitmek ve Samuraylara karşı savaşmak için gider ancak Samurayların lideriyle tanışıp öğretiyi kavradığında birden değişir ve idealist, haklının yanında olan etik sahibi bir insana döner. Taraf değiştirmekle kalmaz bu uğurda canını verecek kadar da savaşır.
Aklınıza gelen örnek film ve sahne varsa lütfen yazın:
12. Filmin çekildiği dönemdeki Amerikan iç/dış politikasına paralel konu, sahne, öge ya da unsurlar: Filmin tüm senaryosu ya da film içerisindeki bazı karakterlerle özdeşleştirilmiş bir satır altı mesaj, arka sahnede bir resim ya da yazı olması.
Hemen her filmde komünizm tehlikesinden bahsedilmesi ya da yasadışı Rus ve artık Çin mafyasından bahsedilmesi.
Örnek: Rambo III (Rambo III, 1988, http://www.imdb.com/title/tt0095956/) filminde Vietnam Gazisi (Bkz. Madde 3) iyi kalpli kahramanımızın (Sylvester Stallone) Rusya işgaline karşı savaşan özgürlükçü Afgan direnişçilerle birlik olup onları “kötü” Ruslardan kurtarması.
Aklınıza gelen örnek film ve sahne varsa lütfen yazın:
13. Filmin konusuyla ilgili bilgisi olmayanlara ya da Amerika dışındaki izleyicilere de Amerikan yanlısı eksik ya da çarpıtma bilgilerin verilmesi: Tüm Vietnam filmlerinde özgürlük savaşçısı cesur Amerikan askerleri vurgusu yapılır. hatta rivayet odur ki birçok Amerikalı Vietnam Savaşı’nın kaybedildiğini dahi bilmemektedir.
Örnek: Pearl Harbor (Pearl Harbor, 2001, http://www.imdb.com/title/tt0213149/) filminde “kötü kalpli” Japonlar bombardıman yaparak “iyi” ve “masum” Amerikalıları katleder. Kahraman pilot (Ben Affleck) ve sevgilisi hemşirenin (Kate Beckinsale) yardımı (Bkz. Madde 6) sayesinde yüzlerce insan kurtulur. Ancak biliyoruz ki bu baskını takiben ABD Japonya’daki 2 şehire (Hiroşima ve Nagazaki) 4 gün arayla 2 atom bombası atarak yüzbinlerce masum sivilin anında, birçoğunun da sonrasında can çekişerek ölmesine sebep olmuştur.
Aklınıza gelen örnek film ve sahne varsa lütfen yazın:
Bu yazının asıl mesajına gelecek olursak… bir birey nasıl kendinde olmayan ama olmasını istediği şeyleri arar ve ön plana çıkartır, anlatırsa belli ki Amerika’nın “akil adamları” da Amerikan toplumunda var olmayan ya da yeteri kadar olmayan ama olması istenen şeyleri Hollywood filmleri aracılığıyla özellikle vurguluyor ve ön plana çıkarıyor… doğrudan olmasının dışında dolaylı olarak da bilinç altına gönderiyorlar bu mesajları… Hollywood film endüstrisinin kazanç sağlaması bir yana bu “psikolojik savaş” gerçekten oldukça önemli… Bu durumu aslında rakamlar çok daha iyi anlatıyor… 2011 yılında sadece Amerika’da tam 1.28 milyar sinema bileti satılmış (son 16 yılın en düşük seviyesi) ve 10.2 milyar dolar gişe hasılatı elde edilmiş… tüm dünyadaki hasılat ise yaklaşık 18 milyar dolar (Kaynak: http://www.worldwideboxoffice.com/)…. öyle ya FBI, CIA, NYPD… hepsini bilir, tanır olduk artık… mahkeme salonları bile ne kadar da tanıdık bize… Amerikan filmlerini izleyip avukat olmaya karar veren gençlerimizin duruşma salonlarına ilk kez girdiklerinde, “Jüri nerede?” diye sormaları da bu “savaş” taki durumumuzu biraz olsun açıklıyor sanırım…
Arif Gökhan Rakıcı/Aralık 2012
gokhanrakici@gmail.com
Yorumlar