"...VE TANRI KADINI YARATTI"

“Hayatımda yaptığım hatalardan biri de evlenmektir. İşte görüyorsunuz…Ordular yönettim, meclisler yönettim, savaşlar yaptım, kazandım ama bir kadını yönetemiyorum. Okumuş da olsa, iyi ailede de olsa, sonunda kadın, kadındır. Bir devlet adamına eş olmak belki zor bir sanat…fakat bir devlet adamının eşi olarak kendisine ne yapmak düştüğünü bilmemek acıklı bir şey.”[1]
M.K.ATATÜRK

"Görünüşte kadına su gibi üstünsün ama iç yüzünden ona mağlupsün, isteklisin."[2]
MEVLANA

"Kadın psikolojisini 30 yıldır incelememe rağmen, büyük soruya cevap bulamadım: Kadınlar gerçekte ne ister?"
SIGMUND FREUD

Sözün bittiği bir "an": Bir Kız ve Bir Erkek Bebek

Cem Yılmaz'a kulak vermeden olmaz :) [3]


Biz erkekler...ne kadar da mutluyuz küçük ve basit dünyamızda...Fizyolojimiz basit, psikolojimiz basit...sadece bir testesteron hormonumuz var...yaşla beraber seviyesi biraz değişince hemen saçmalamaya başlıyoruz biri gelip bizi düzeltene kadar...yanlış anlamayın kendimi bu konumdan dışlayan ukala bir tavır sergilemek değil amacım...sadece kendimize ayna tutup birşeyler yazmak geldi içimden...kadın erkek ilişkilerine dair...

Siz kadınlar...ne kadar karmaşık ve ne kadar üstün yaratıklarsınız...öylesiniz çünkü öyle olmasaydınız çocuk doğurmak gibi kutsal bir görev size verilmezdi diye düşünüyorum...Her zaman seçen taraf olmanın verdiği ağır sorumluluk da cabası tabi...kendisine ilgi duyan birçok erkek arasıdan kendine ideal eş olacak olanı seçebilmek...hem de karşı tarafa hissettirmeden...durumun farkında olmayan biz erkekler sevgilimizi kendimizin seçtiğini düşünsek bile aslında olan şey her zaman tam tersidir. Biz erkekler seçmiyor, seçiliyoruz maalesef...doğanın kadına yüklediği başka bir kutsal görev de bu kanımca...en ideal nesili yaratma görevi...bundan olsa gerek, biz erkekler herhangi bir konu hakkında en falza bir kaç farklı açıdan değerlendirme yapabilirken ancak bir kadın başka bir kadına bir mağaza vitrininde gördüğü kıyafeti 15 dakika boyunca anlatabilir.

ve güzel bir kadın...dünyanın en mükemmel şeyi herhalde...peki hem güzel hem de zeki bir kadın...dünyanın en "tehlikeli" şeyi denebilir...çünkü böyle birinin biz erkeklere yaptıramayacağı şey yoktur herkesin bildiği üzere...bundan mıdır bilinmez güzel ve de zeki kadınların sayısı oldukça az...az da kaslın zaten yoksa biz erkeklerin ömrü pek uzun süreli olmazdı sanırım...ha bu arada Türkiye'de artık kadınların sayısı erkeklerin sayısını geçmiş durumda hem nüfus olarak hem de ortalama yaşam süresi olarak...beylere duyurulur...

Neyse, bütün bunlar bir yana...

"toplumsal cinsiyet" derslerinde anlatılanların ötesinde küçüklüğümüzden beri biz erkekler bize biçilen rol içerisinde çırpınıp dururuz..."hadi bakalım göster amcalara" ile başlayan süreç, "bir küfret de duysunlar" ile devam edip en sonunda da, "erkekler ağlamaz" ile nihayet bulur...ama güçlü ama zayıf her birimiz bu rolü ister istemez sahiplenir ve oynamaya çalışırız hayat boyu...ama iyi ama kötü...hiç bir şeyden emin değilim ama oyunculuğumuza laf yok hani...en aciz durumdayken bile "güçlü erkek" pozundan taviz vermemek kolay değil sonuçta...kendi aramızdaki sohbetlerimiz sırasında rahatça sarfettiğimiz, "erkekliğin onda dokuzu kaçmaktır" sözü dışında sığınacağımız bir yer yokken hele...

Bir kadın ne ister demiş Freud...cevabı bilmenin ötesinde bir cevabı olan var ise beri gelsin...zira benim de bir cevabım yok...aslına bakacak olursanız bu soruya cevap da aradığım yok benim, boyumdan büyük işlere kalkışmayı bırakmayı öğreneli çok oldu...ancak kendimce yaptığım bir kaç tespiti sizinle paylaşmak isterim...kadın-erkek ilişkisinden bir örnek belki de bu bilemiyorum...

Bir kadınla bir erkek arasında çıkan tartışmada (Ör: Karı-Koca) konuşulan şey aslında kadının mı dediği olacak yoksa erkeğin mi dediği değildir. Karara bağlanmaya çalışılan şey kadının istediği şeyin hemen mi yoksa daha sonra mı yapılacağıdır. Tartışmadan galip çıktığını zanneden erkek aslında kadının istediği şeyin hemen değil de daha sonra yapılacağının kararını vermiş olur, farkında olmasa da. Çünkü hiç şüphe yok ki er ya da geç kadının dediği olacaktır. Mağlup çıkma durumunda da zaten kadının istediği şey hemen yapılacaktır demektir. Bu duruma hoş bir örnek vermek gerekirse, rivayete göre bir erkek şöyle demiş:
"Bizim evde son sözü her zaman ben söylerim: Sen nasıl istersen karıcığım."

Hanımları duyar gibiyim: "böyle bir adamı hangi kadın ister yahu" işte tam da zurnanın zırt dediği yere gelmiş bulunuyoruz. Kadınlar için ideal erkek: biraz yakışıklı ve hem işinde başarılı, kariyer sahibi olan hem de kendisine ilgi gösteren, ona zaman ayıran bir erkektir herhalde...Ancak sorun şu ki, günümüz iş hayatında başarılı olabilmenin yolu 7/24 çalışmaktan geçiyor yani kariyer sahibi olmak için maalesef eve iş götüren, geceyarısı iş görüşmesi yapabilen bir profilde olmak kaçınılmaz çünkü rekabet bunu gerektiriyor bazen...şimdi durum böyleyken hem kariyer sahibi hem de sevgilisine zaman ayıran erkek olmak pek de mümkün olmuyor...Çözüm önerisi bekliyorsanız nafile...kelin ilacı olsa...başkalarının bulduğu çözümler ise hepimizce malum...sürekli zaman ayırmak zorunda kalınmayan bazı başka kadınları sokuyoruz hayatımıza...kariyer sahibi kocasından ilgi göremeyen kadınlar ise deyim yerindeyse "ıssız kadın" oluveriyor...

"Hayır, hiç de bile..." sözlerini işitiyorum galiba...kadın sadece aldatıldığını hissettiğinde intikam almak için aldatır derler...ne kadar doğru bilemiyorum ama sonuçta elimizde kala kala kötü biten evlilikler kalıyor...hayal kırıklıkları, karşılanmayan beklentiler, "bir daha asla" yeminleri...ve de çocuklar...anneden babadan uzak büyümek zorunda kalan çocuklar...ne yalan söyliyim en çok da onlar için üzülüyor insan...

Neyse...

Atatürk ile başladık Atatürk ile bitirelim...

Bir gün Atatürk sofrada:

-“Kadın mı daha mühimdir, erkek mi ?” sualini sordu.
Atatürk biraz düşündü sonra:
-“Doğrudur. Erkek her şey olabilir. Fakat onun olmadığı bir şey vardır ki dünyada erişilecek en büyük kuvvet ve şeref onda mevcuttur. Efendiler, erkek her şey olabilir, yalnız ana olamaz...Onun için kadın erkekten evvel gelir. Onun için medeni cemiyette erkek, daima kadına hürmetle mükelleftir.” [4]

A.Gökhan RAKICI
Mayıs 2009



Kaynaklar

[1] İsmet Bozdağ, “Latife ve Fikriye iki aşk arasında Ataürk”, Truva yayınları
[2] "Altın Öğütler III", Kozmik yayınları
[4] Turgut Gürer, “Atatürk’ün yaveri Cevat Abbas Gürer”, Gürer yay., s. 359

Yorumlar

aslı dedi ki…
pek güzel demişsiniz...
Adsız dedi ki…
bu yönünü bilmiyordum.çok güzel bi yazı,zevkle okudum.tabrik ederim.devamını bekliyoruz.....
özlem dedi ki…
çok keyifli bir yazıydı gökhancım ,ellerine sağlık:)kadını da erkeği de anlamak için hangi ilimi öğrensen az , dünyanın hala en çok bilinmeyenli denklemi bencede 'bir kadın ne ister' :)
Unknown dedi ki…
Çok güzel bir yazı olmuş Gökhancım. İçinde biyoloji,fizyoloji,piskoloji e tabiki edebiyat barındıran hoş bir yazı:)
Bir hocam vardı embriyolojiyle ilgilenen, bazı cümlelerin aynı onunkiler gibiydi. Hep Bütün erkeklerin onun dersini alabilmesini istemiştim ama senin bu yazınla çok da gerek kalmadı diyebilirim...
Gözlemlerine sağlık :)
Adsız dedi ki…
güzel bi yazı olduğunu söylemek isterim öncelikle ama yinede kadınlara yaklaşımında biraz patriyarkal bi koku olduğunu sesinlediğimide söylemeden yapamıycam:) nitekim kadınlara biçilen kutsal anne rolü alıntılarlada olsa yerini almış senin yazında da...devamını bekliyorum hoşuma gitti...
Cem dedi ki…
Hiç kadınla erkek eşit olabilir mi?

Bu blogdaki popüler yayınlar

"SİYASAL TEMSİL ve DEMOKRASİ"

"METROBÜSTE "RAHAT" YOLCULUK İÇİN 7 TEMEL İPUCU :)"